Savaş Türk Süvari Tarihi - Rıdvan Bal Savaş Yayınları
0.0
P - 0 Yorum
(Yorum yap, İndeks Puan kazan)
%15 İndirimli
195,00 TL
165,75 TL
55,25 TL'den başlayan taksitlerle!
Kategoriler
Yazar | Editör
Rıdvan Bal
Ebat (cm)
16x24
Savaş Türk Süvari Tarihi - Rıdvan Bal Savaş Yayınları
Yüzyıllar boyunca orduların temel unsurlarından birini oluşturan süvariler, atın sağladığı hız ve manevra kabiliyeti ile muharebe meydanlarının vurucu gücü olmuştur. Bu gücü, cesaret ve kutsal değerler uğruna savaşma inancıyla birleştirebilen Türk süvarileri ise süvari tarihinin baş aktörleridir. Tarih sahnesinde görülmeye başladığı Orta Asya bozkırlarında gelişip dünyaya hediye edilen süvarilik, silah teknolojisinde sağlanan gelismeler doğrultusunda yerini zırhlı birliklere bıraktı. Türklerin günlük yaşamında olduğu gibi, askerlik teşkilatında ve imparatorluklar kurmasında oldukça önemli rolü olan at, doğal olarak destanlarda ve kitabelerde de yerini aldı. Atın mübarek sayıldığı Türk toplumlarında, devlet yöneticileri ve toplum kahramanları gibi o da aslında gökten indirilmiş kutsal bir varlık görülüyordu. Ölen kahramanlarının cennette atlarına bineceklerine inandıklarından atlarını da onlarla beraber defnediyorlardı. Tanrıya kurban edilerek değeri artırılan at, yabancı devlet başkanlarına gönderilen en kıymetli hediye sayılıyordu. Bulundukları her ortamda olduğu gibi, Anadolu topraklarındaki son Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da çok önemli katkıları olan süvariler ve kadim dostları at, sahip oldukları bu onur ile sonsuza kadar hatırlanacaktır. Atatürk’ün: "Efendiler! Atlarınıza İyi Bakınız. Zira, Milli Mücadelenin Kazanılmasında Bu Ulvi Yaratıkların Çok Önemli Rolü Olmuştur” vasiyeti, muhtemelen bu saygının tezahürüdür.
Türk Süvari Tarihi, sadece geçmişten günümüze süvari oluşumlarını bir kitap içeriğinde toplamayı hedefleyen bir çalışma değildir. Bu konuda çeşitli seviyelerde kaleme alınmış yazılı dokümanları değerlendirerek okuyucuya sunma amacının yanında, uygun sartları oluşturabilen Türk topluluklarının, dünya tarihini etkileyecek gelişmelere neden olan başarılara alışık olduğunu yinelemektir. Tarihin hemen her devresinde ‘asker millet’ olarak tanınan Türklerin bu özelliği, başta ekonomik güç olmak üzere diğer alanlarda sahip olacağı üstünlüklerle unutturulacak ve ortadan kaldırılacak bir özellik değildir. Tam aksine, devletin gücünü artırmak üzere güçlü bir orduya sahip olmak, Türkiye gibi jeostratejik öneme sahip bir ülke için mutlaka benimsenmesi gereken özelliktir. Yeni nesillerin geçmisi ile gurur duyması, yanlıslıklardan ders alarak geleceğe inançla bakabilmesi yönünde, süvarilerin dikkatle incelenmesinin katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
İlk bakısta, sadece ‘asker’ ve ‘süvari’ kelimelerinin sıklıkla kullanılması
bile çalısmanın bir askerî tarih incelemesi olarak görülmesine neden olabilecektir ancak son derece doğal olan bu yaklaşımın, bir önceki sayfada belirtilen amaçlarla uyuşmayacağı kaçınılmazdır. Çalışmanın amaçlarından biri de Türk tarihini farklı açıdan inceleyen görüşlerin belirlenebilmesidir. Genellikle Türkçe eserlerden istifade edilen çalışmada sıklıkla kullanılmak zorunda kalınan askeri terimler ve kısaltmalar ile günümüzde kullanılmayan eski Türkçe kelimelerin karşılıkları, ilgili bölümlerde açıklanmaya çalışılarak; faydalanmak isteyen sivil ve yabancı kişilerin de kolaylıkla anlayabilmesi hedeflenmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’nda sonra muhariplik özelliği ortadan kalkan süvari sınıfı, dünya ordularında olduğu gibi, Türkiye’de de sembolik ve sportif anlam ifade eden bir yapılanma geçirmiştir. Türk süvarisinin tarihi geçmişini yasatma ve genç nesillere binicilik sevgisini asılama vazifesini ifa etmek üzere teşkilatlandırılan Kara Kuvvetleri Atlı Spor Eğitim Merkezi Komutanlığı, son süvari birliği olarak Ankara’da görevine devam etmektedir. Süvarilerin ihtiyaç duyduğu atların üretimi ve temel eğitimlerini vermek üzere Bursa/Gemlik’te konuslu At Üretim ve Eğitim Tabur Komutanlığı gibi, jandarma emniyet ve asayiş hizmetlerinde kullanılmak üzere Nevsehir’de teskil edilen atlı birimler, Türk süvari tarihinde yerini alan son süvari unsurlarıdır.
Süvari sınıfı lağvedilmistir ancak Kara Kuvvetlerinin bir sınıfı olarak süvari sınıfı ortadan kalkmamış olup sınıf isareti ile birlikte halen yaşamaktadır. Son süvari birliğinde görev alan subay ve astsubaylar, kendi sınıfları ne olursa olsun, üniformalarının yakasına süvarilerin ilk kullandığı renk, kılıç ve mızrakla temsil edilen süvari işaretini takmaktadırlar.
Süvari birliklerinde görev yapmak son derece kutsal ancak bir o kadar da meşakkatlidir. İki canlının bir arada mücadele verdiği adı geçen süvari birliklerinde, komutanlık yapma ve oluşumunda yer alma sansını yakalamış bir süvari subayı olarak, şehit ve gazi süvariler basta olmak üzere, Türk süvari subay, astsubay, uzman erbaş ile erbaş ve erleri minnet, şükran, saygı ve sevgiyle anıyorum. Kitabın basımı konusundaki destek ve yardımlarından dolayı, Savaş Yayınevinin sahibi Sayın Barış GEZERKAYA’ya sonsuz tesekkürlerimi iletiyorum. Bu çalışmayı, kendi varlığını Türk varlığına armağan eden kahraman Türk süvarilerine ve babam merhum süvari astsubayı Şerafettin BAL’a ithaf ediyorum.
Ürün Değerlendirme ve Yorumları
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın, her yorumunuzda İndeks Puan kazanın!