Pegem Evlilik ve Yakın İlişkiler Nilüfer Özabacı Pegem Akademi Yayınları
0.0
P - 0 Yorum
(Yorum yap, İndeks Puan kazan)
%10 İndirimli
188,00 TL
169,20 TL
56,40 TL'den başlayan taksitlerle!
Kategoriler
Yazar | Editör
Nilüfer Özabacı
Sayfa Sayısı
176
Ebat (cm)
16x24
Toplam Satılan
8
Pegem Evlilik ve Yakın İlişkiler Nilüfer Özabacı Pegem Akademi Yayınları
İnsan yanlız yaşamaktan çok birlikte yaşamaya yatkın bir varlıktır. Sevmek, sevilmek, değerli olduğuna dair mesajlar almak, birinin hayatında olması ile ilgili mutluluk birey için en önemli hayatta kalma nedenlerindendir.
Yakın ve romantik ilişkiler ile kişi hoş duygular yaşama ve yaşatma ihtiyacını karşılar. Evlilik ile ilişkilerini uzun süreli ve daha güvenli bir hâle getirirler.
Bireyin hayatında bu derece önemli olan yakın ilişki ve evlilik yaşantılarını ve bu süreçte yaşananları inceleyen bu kitabın ilişkilerini anlamaya çalışanlar, çiftler, aileler, psikolog, psikolojik danışmanlar, psikoterapistler, aile danışmanları gibi birey-aile ve çift ile çalışan profesyoneller için önemli bir kaynak olacağına inanmaktayız.
Sağlıklı mutlu ilişkiler, keyifli okumalar...
Editörlüğünü Nilüfer Özabacı’nın yaptığı, "Evlilik ve Yakın İlişkiler” Pegem Akademi tarafından yayımlandı.
"Evlilik ve Yakın İlişkiler” adlı çalışmada, yakın ve romantik ilişkilerde yaşanan sorunlar ele alındı. Beş bölümden oluşan çalışmada farklı uzmanlar evlilik ve yakın ilişkiler üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Kitabın "Yeni Evli Çift: İlk Evlilik Krizi” başlıklı bölümünde, Dr. Selen Demirtaş Zorbaz’ın, evli çiftlerin ilk krizleri, tartışmalarının altında yatan sebepler üzerine yorumları yer aldı. Zorbaz, evlilik ve iş hayatına aynı anda uyum sağlamak zorunda kalan 25-30 yaş arasındaki çiftlerde ani tepkilerin krize neden olduğunu belirtti. Zorbaz, çiftlerin, birbirlerinden farklı olduğunu anlamaları gerektiğini dile getirdi.
İşte "Yeni Evli Çift: İlk Evlilik Krizi” başlıklı o bölüm:
"Ela ve Berk balayından dönmüş ve uzun süren bir uçak yolculuğundan sonra evlerine varabilmişler. Ela ‘çok yorgunum hemen bir banyo yapacağım’ diyerek banyoya doğru yöneldiğinde Berk, Ela’yı tutmuş ve ‘Evde yemek yok ve çok açım, ben bavulları boşaltırken önce sen bir yemek yap sonra banyonu yaparsın’ demiştir. Ela bu tepkiye sinirlenmiş ve ‘hizmetçin yok senin’ diyerek banyo kapısını sertçe kapatmıştır. Berk ise yeni karısını kızdıran şeyin ne olduğunu merak eder bir şekilde kalakalmıştır.
Evlilik, her iki çift için de eğer gönüllü olarak gerçekleşiyorsa çoğu zaman heyecan ve mutluluk verici bir olaydır. Ülkemizde ilk evlilik yaşı ortalamalarına bakıldığında %17,9’unun 18 yaş altında, %16,9’unun 18-19 yaşlarında, %37,5’inin 20-24 yaş arasında, %21,2’sinin 25-29 yaş arasında, %5,1’inin 30-34 yaş arasında ve %1,4’ünün de 35 yaş sonrası evlendiği görülmektedir /TUİK, 2016). Dolayısıyla evli bireylerin yarısından fazlasının 20-30 yaş arası ilk evliliklerini gerçekleştirdiği söylenebilir. Bu yaşların Türkiye’de bireylerin iş hayatına atıldığı ve aileden kopmaya başladıkları yaşlar olduğu söylenebilir. Dolayısıyla çiftler hem iş yaşamına hem de evlilik yaşamına aynı anda uyum sağlamak zorunda kalabilirler. Nitekim evliliğin ilk aylarında olan çiftlerin incelendiği bir çalışmada (Schramm, Marshall, Harris ve Lee, 2005) çiftlerin en çok sorun yaşadığı konunun iş ve ev arasında denge kurma ve evlilik öncesi sahip oldukları borçlar olarak görmüştür.
Çiftlerin ilişkilerinin ilk zamanlarında eşi idealize etme durumu çok sık görülmektedir (Gladding, 2018).”
"EŞLER ZAYIF YANLARINI DA GÖRMEYE BAŞLAYABİLMEKTEDİR”
"Diğer bir ifade ile karşısındaki eşi olduğundan daha farklı görme ya da kendi hayalindeki ideal eş tanımına uydurmaya çalışma yeni evli çiftler arasında yaygın olabilmektedir. Söz konusu ‘pembe gözlükler’ kaybolduğunda ise eşler birbirlerinin güçlü yanları olduğu kadar zayıf yanlarını da görmeye başlayabilmektedir. Bu durum bazı çiftler için ciddi çatışmalara yol açabilir. Eşinin kendi ideal eş tanımına uymaması durumunda bireyler hayal kırıklığı yaşayabilir ve diğer eşe karşı öfke geliştirebilirler. Dolayısıyla bu dönemdeki çiftlerle çalışırken evlilik öncesi evlilikten neler bekledikleri, eşlerini nasıl idealize ettikleri öğrenilmelidir. Bu dönemde yaşanabilecek olası bir durum da eşlerin kendi kök aileleriyle olan ilişkilerini yeniden düzenlemesidir. Özellikle ülkemizde kök ailelerin eşlerden çeşitli beklentileri olabilmektedir. Şarkılara bile konu olmuş olan kaynana-gelin ilişkisi ülkemizde sıklıkla üzerinde durulan bir konu olabilmektedir. Eşlerin hem kendi kök aileleri hem de karşı tarafından kök ailesi ile olan ilişkilerinin düzenlenmesi önem taşımaktadır. Yapılan araştırmalar (Sabatelli ve Bartle-Haring, 2003) çiftlerin, özellikle de kadınların kendi kök aileleriyle olan ilişkilerinin evlilik uyumlarını etkilediği sonucuna ulaşmaktadır.
Aynı ailede yetiştiğimiz kardeş(ler)imizle bile zaman zaman çatışma yaşarken farklı ailelerde yetişmiş iki insanın aynı ev içerisinde çatışma yaşaması kaçınılmaz bir durum olabilmektedir. Dolayısıyla yeni evli çiftlerin baş etmesi gereken diğer bir durum da iletişim ve çatışmadır. Driver ve Gottman’ın (2004) çalışmaları, çatışmaların olumlu çözümlemesinde aslında mucize gerekmediğini, günlük yaşamda eşlerin birbirleriyle olan rutin ilişkilerinin olumlu çatışma çözmenin anahtarı olduğunu göstermiştir. Özellikle erkek eşin günlük hayatta ya da çatışma sırasında oyuncu bir şekilde yapmış olduğu teklifler (playful bids) eşinin oyunculuğunu ve çatışma sırasında mizah kullanımını etkilemektedir.”
"ÇİFTLERİN ÖNCELİKLE BİRBİRLERİNDEN FARKLI OLDUĞUNU KABUL ETMELERİ GEREKMEKTEDİR”
"Yukarıda bahsedilenlerin yanı sıra evliliğin ilk yıllarında çiftlerin evlilik kalitesini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Örneğin; Kurdek (1991) yapmış olduğu çalışmasında evlenmeden önce hamile kalan ve sonrasında evlenen çiftlerin en düşük evlilik kalitesine sahip olduklarını bulmuştur. Bununla beraber evlilik öncesi hamile kalan ve ikinci evliliklerini yapan çiftlerin bir yıl içinde evlilik kalitesinin gittikçe düştüğü görülmüştür. Kurdek (1991) ayrıca evlilik kalitesinin çiftlerin kişilik özelliklerine de bağlı olduğunu da belirtmektedir. Sullivan ve ark. (2010) ise evliliğin ilk yıllarında eşlerin birbirine olan düşük olumlu desteğinin çiftlerin problemlerini çözmeleri sırasında daha olumsuz duygulara yol açtığını öne sürmüştür. Schramm, Marshall, Harris ve Lee, (2005) tarafından yapılan çalışmada koruyucu faktör olan saygı, takdir etme, bağlılık karşılıklı duygu gösterme ve gücenin evlilik doyumu ve uyumunu yordadığı görülmüştür.
Ela ve Berk çiftine döndüğümüzde, balayı sonrası eve geldiklerinde ikisinin de farklı öncelikleri olduğunu ve kendi önceliğini en doğrusu buymuş gibi eşine aktardığı görülmektedir. Çiftlerin öncelikle birbirlerinden farklı olduğunu kabul etmeleri ve ne zaman ortaklaşa alanlarda buluşacaklarını belirlemeleri gerekmektedir. Bunun için de çiftlerin ilişkinin başından beri ne istedikleri ve neden istedikleri konusunda açık iletişim kurmaları önemlidir. Aksi takdirde Ela’nın kapı çarpmaları ve Berk’in karısının davranışına anlam veremeyişleri hep devam edecektir.”
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Ürün Değerlendirme ve Yorumları
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın, her yorumunuzda İndeks Puan kazanın!